Leonardo Di Cabrio ve Ufak Ufak

Üstü açık ve emsallerinden görece pahalı, holivut aktörüdür. Sonradan Leonardo Di Caprio'sunu da çıkardılar, hatta bir de filmde oynattılar. Daha çok tuttu. Daha ucuz olunca tabi caprio modelini tercih ettiler.

Meşhur 5Posta(+18)'nın böyle kısa kısa yazıları var Pazartesi notları diye. Böyle kısa kısa hayata dair, umut mutluluk tohumları saçar. Onlardan yapmak istedim bir an ama yazacak birşeyler bulamıyorum iyi mi. Ne kofti blog yazarıyım lan ben? Bendeki de ufak ufak olsun, madem konsept (ç)alıntılıyoruz, bari isim değişsin. Du bakıyım deniyim, çıkacak mı birşeyler...

+ Dün gece "Mediterraneo"yu seyrettim mesela. Mutluluk, hüzün ve umudu bir arada verebilen çok fazla film yok piyasada. İzleyip de ertesi gün hala etkisinden çıkamadığım çok fazla film yoktur, ama bu film gerçekten etkiler yani. Ki filmin içindeki göndermeler ve hayata dair bazı hoş noktalar gerçekten beyni okşuyor, ruhu dinlendiriyor, cilde iyi geliyor ve E vitaminli. Filmde çok hoşuma giden bazı noktalar var ki, en çok göze çarpanı filmdeki oyunculardan birinin repliğinin aslında tüm filmi özetlemesidir bence. "hani küçükken tatile giderdik de sonra tatil biterdi ya, işte burası böyle birşey."... Evet evet bu filmde kesinlikle bu his var. Tatilden dönüş havası yaratıyor insanda.

+ Güzel bir feyk örneğiyle Fey(k)sbuk sitesi bu sene de silkme ve koparmada ödülleri kimseye bırakmamaya devam ediyor. Facebook'u sevmememin sebeplerinden biri de İsmail YK nın hakkında şarkı yazmış olmasıdır.
Bunun yanında son zamanlarda böyle konuşmaya başlayan kızlar da türedi amçoğlu. Böyle "sikerim sülalesini dedim, vurdum kapıyı, çıktım geldim kanka!" diye en yakın arkadaşına otobüste bas bas bağırarak anlatırken, aynı zamanda otobüstekilerde de bir public orgy havası yaşatmıyor değil hani. Kendisine sevgilerimi iletiyorum.

Şampinan

Geride bir maç bıraktık bu gece. Bir maç ki benden içeru hatta.Hani şampiyonluğu son dakikada verdiğimize mi yanayım, o kadar pozisyon olup da değerlendirememize mi yanayım, yoksa yaşanan şampiyonmuşuz gibi 5 dakikalık sevince mi? Tamam sen yanmasam, ben yanmasam bu karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa ama? Yana yana kül olduk amçoğlu. Gerçi ben televizyondan izlediğimden pek sevinemedim ama olsun. Sen o kadar şampiyon olacağına inan, ola ola şampinan ol!

Malumunuz 16 mayıs 2010 fenerbahçe trabzonspor maçı sonrası Fenerbahçe'nin elinden kaçan şampiyonluktan daha çok konuşulacak bir malzeme verdik rakip taraftarların eline, şampiyon olmayıp şampiyonmuşuz gibi kutladığımız bir 5 dakika.

Gerçi Fenerbahçe taraftarı olarak biz alışığız aslında bu tarz oyunlara gelmeye, mesela Ortega için de koskoca korkak tavuk Ortega yazısı asmıştık. Ben diyorum ki, na böyle Taksimin ortasında toplanıp; halkıyız, halklıyız, köse köse alırız diye bağırıp en son rezilliğin son perde olduğu yerde perdeleri de kapayıp ülkeyi terkedelim artık biz Fenerbahçeliler olarak. Gidelim başka bir ülkede top koşturalım. Vallaha bak ya. Mesela Hollanda ligi olabilir. Hatta şahane de olur, ortam güzel, club'lar güzel, trance güzel!

Tecavüzden Kaçamıyorsan Sevk Al!

23 Nisan haftasında (daha doğrusu hafta sonunda) çocuklar gibi şen, clubbeer'lar gibi (gibisi fazla ya) uykusuz ve bedevi kadar talihsizdim. Muğla'da askerlik yapan çocukluk arkadaşının evci çıkışını kutlamak amacıyla, aldık onu götürdük otele, yer misin yemez misin...

Dur la dur, hemen heyecan yapma,kötü birşey yok. Arkadaşın arkadaşının (ki artık hepimizin arkadaşı) oteli varmış. Evet hayırlı arkadaş, canım arkadaş, can arkadaş ve papaz eriğim benim diye sevmek istediğim, altın battaniyelerde yatırmak istediğim, gül yüzlü arkadaşlarımdan biridir artık kendisi (hemen menfaatçi olduğum düşünülmesin yav, çocuk fena kafa dengi bir insan evladı). Varsın oteli olsun; varsın hanları, hamamları, sarayları olsun; bir tatlı dil ne biliyim bir alt dudak /ver bakıyım bi alt dudak/ olmadıktan sonra hiç bir işe yaramaz ne o oteller, ne de o mis gibi leylaklar (sararıp solmak üzere yapraklar, sıradaki şarkı bu yazıyı okuyanlara geliyor o zaman: "ada sahilleri") a dostlar. Neyse, laf dallanıp budaklanmadan özetlemek gerekirse; 1 adet askerde olan 15 senelik arkadaş var, bir adet 3 4 kişilik arkadaş grubu ve bir adet de arkadaşın ailesi var. Ziyaret grubu bunları içermekte. Eh 3 4 arkadaş'ın öznesi olduğu cümlenin dolaylı tümleci(yükleme nerede sorusu sorularak bulunur) tatil olursa macera yaşanmaz da ne olur?

Dolu dolu 3 gün geçirdik açıkçası. Bütün maceraları anlatmaya kalkarsam ohooo işimiz var. Ben sizler de üzerinde düşünün, benim yaptıklarımı yapmayın diye öğüt niteliğinde olarak kendi tecavüz hikayemi anlatacağım. Blog ismiyle müsemma ciddiyetimden yana şüpheniz varsa, şimdiden söyleyeyim, fiili bir durum söz konusu değil ama ben, teyzemin zihninde tecavüze uğradım. (acele etme anlatacağım)

 

Kopi-Rayt!

Kopirayt da denmekte gerçi kendisine ama kullanım ve kıllanım koşulları sanki daha bir türkçe, daha bir bizden, senden benden geldi kulağıma ya da parmağıma...Buralarda bir yazıyı beğendiysen eşle dostla paylaşmaktan çekinme. Yok eğer, o yazının tamamımın veya bir kısmının senin olduğunu düşünüyorsan, veya içindeki bir öğenin senin olduğuna inanıyorsan, arkadaşım de ne iş? Haberleş benimle... Hacı ne iş diye sor bana. Bir sor neden diye... Belki de istemeden yaptım?! Öyle işte, aklına takılanı sor bana. Yazının altına yorum yap veya mail at. Mutluluğun resmini bulursan bana da forwardla hatta. Sahi o forward mailleri de hiç sevmem be... Ama mutluluğun resmi bir başka be cankanım... Yolla bana, forwardla... Unutma ama hemi?

Firefox güzel gösteriyor...

Bu site en iyi firefoxta görüntülenir. Evet yandaki abla kadar iyi bir şekilde görüntülenmese de, sitenin genel olarak bazı ayarları, görüntü hedeleri falan filan firefox ile daha bir cillop olmakta. Renkliler daha renkli beyazlar daha beyaz gözükmekte. Firefox evinizin tilkisi... Kullanın kulandırtın. Bu vesileyle eğer siteyi ziyaret ediyorsa pek sevgili fox-kızı Alexandra Ansgar(ki kendisi resimdeki apla)’a ve Avşar kızı Hülya Avşar’a da sevgilerimi sunuyorum. Sahi neden Avşar kızı? Yani bi Sevtap Parman’a neden parman kızı denmiyor ki? Bak merak ettim şimdi.

Portakalı saydım...

O değil de benim portakalı soyup, başucuma koymam gerekiyordu, yanlış yaptım. neyse...

kişi taze düştü.