Netmişler Sana

Uyarı: Bu yazı yoğun miktarda youtube linki içerdiğinden, televizyonunuzun dns ayarlarıyla oynayınız. Hışırtı bizden kaynaklanmamakta.
Uyarı #2: Bu yazı bir trance incelemesi olacaktır, fakat trance dinlemeyen biri de pek ala bahsedeceğim farklılıklardan anlayacaktır.


Bu aralar kendime trance molası verdirtmiştim. Böylece özleyip tekrar geri döndüğümde, sarıldığımda trance'in kokusunu doya doya içime çekecektim. Youtube'ta bulduğum eski bir şarkıyı (ki klibine detaylı değineceğim az sonra) tekrar tekrar dinler oldum. Bu şarkı Sylver grubunun 19 Mar 2001 (kaynak: discogs) tarihinde piyasaya çıkan şarkısı "Turn The Tide". (http://www.youtube.com/watch?v=7KbGJcxenDc >aha bu link de youtube'tan izleyemeyenlere gelsin. Bu adresi saklasınlar, ileride çok değerlenecek buralar. Şimdilik dutluk.)

Donut Teyzeyle Waffle Amcanin Aşkı

Donut teyze, gençliğinin her seferinde nasıl güzel geçtiğini anlatmayı seven, neşe dolu, bakımlı, ilerlemiş yaşına rağmen halen alımlı, dünya tatlısı, bol çilekli bir teyzemizdir. Her dediği dinlenen, lafına hürmet edilen, muhabbetine doyum olmayan şahane bir insan olduğu için, her görüşümüzde, ne kadar ezberlesek de bize sıkılmadan, sıkmadan waffle amcayla olan aşkını anlatır durur.

Waffle amca, gençliğinde zabıt katipliği yapmış, sonradan dedesinden kalan fabrikanın başına geçip zengin olmuş, kökten gelen zenginliğe rağmen har vurup harman savurmayı sevmeyen, çalışkan bir adamdı. Donut teyzenin anlattığına göre, Ortaköy görmüş bir waffle olan Waffle amca, çikolatasına dolgun, bol şekerli, muzu bol, tropik meyveli bir wafflemış gençken. Tabi şimdilerde muzundan pek eser kalmadığından takılanlara, yaşlılık be evladım diyor o nur yüzünden gülücükler saçarken.

Hiç unutmam diye başladı söze Donut teyze, çayından bir yudum aldıktan sonra. Bir keresinde, rahmetli validemin, dedesinden kalma arsasıyla ilgili işlerimiz için yolumuz düşmüştü mahkeme salonuna. Orada gördüm Waffle beyi. 30 küsür senelik evliliklerine rağmen halen Waffle Bey diye sesleniyordu ona. Waffle Bey ile gençken çok şehvetliydik diye devam etti söze. Herkes kalakaldı. en az 15 kere anlattığı hikayede ilk defa böyle birşey söylüyordu. Halbuki ben hikayesini ezberlediğime yemin bile edebilirdim.

Çayından bir yudum daha aldıktan sonra devam etti yine. Waffle Bey, eskiden daha şekerliydi. Çok enerjikti o zamanlar tabi. Uçana beş, kaçana onbeş derdi. Niye öyle dediğini bir türlü anlamadım ama, adamın dili dönmüyordu heralde ne bileyim. Ha neyse ne diyordum ben, ahah yaşlılık işte, unutuyor insan dedi o tonton gülümsemesiyle. Ben zeytinyağlı fasulyenin içine bir kaşık şeker atıyorum, kaymak gibi oluyor.

Aman dedi komşu Nebahat teyze, bırak şimdi fasulyeyi, sen şehvete gel şehvete. Kıkırdadı. Donut teyze yanlış anlamış olacak ki, Şevket de çok yakışıklı adamdı be, onla da az günlerimiz geçmedi dedi. Herkes donakalmıştı. Hatta inanmazsınız, şu an şu satırları yazan yazar bile ne yapacağını bilememekte çaresiz çaresiz etrafına bakınmaktaydı.

Neyse efendime söyleyeyim, Donut teyze o gün bir bir gençliğinde kırdığı cevizleri anlatırken içeri bir anda bembeyaz olmuş Waffle amca girdi. Hanım hanım dedi, şekerim düşmüş. Hemen Donut teyze bol şekerli bir çay koydu Waffle amcaya. Waffle amca çayı içince kendine geldi.

Donut teyze bu durur mu, koymuş lafı, ya tutarsa?
 

Kopi-Rayt!

Kopirayt da denmekte gerçi kendisine ama kullanım ve kıllanım koşulları sanki daha bir türkçe, daha bir bizden, senden benden geldi kulağıma ya da parmağıma...Buralarda bir yazıyı beğendiysen eşle dostla paylaşmaktan çekinme. Yok eğer, o yazının tamamımın veya bir kısmının senin olduğunu düşünüyorsan, veya içindeki bir öğenin senin olduğuna inanıyorsan, arkadaşım de ne iş? Haberleş benimle... Hacı ne iş diye sor bana. Bir sor neden diye... Belki de istemeden yaptım?! Öyle işte, aklına takılanı sor bana. Yazının altına yorum yap veya mail at. Mutluluğun resmini bulursan bana da forwardla hatta. Sahi o forward mailleri de hiç sevmem be... Ama mutluluğun resmi bir başka be cankanım... Yolla bana, forwardla... Unutma ama hemi?

Firefox güzel gösteriyor...

Bu site en iyi firefoxta görüntülenir. Evet yandaki abla kadar iyi bir şekilde görüntülenmese de, sitenin genel olarak bazı ayarları, görüntü hedeleri falan filan firefox ile daha bir cillop olmakta. Renkliler daha renkli beyazlar daha beyaz gözükmekte. Firefox evinizin tilkisi... Kullanın kulandırtın. Bu vesileyle eğer siteyi ziyaret ediyorsa pek sevgili fox-kızı Alexandra Ansgar(ki kendisi resimdeki apla)’a ve Avşar kızı Hülya Avşar’a da sevgilerimi sunuyorum. Sahi neden Avşar kızı? Yani bi Sevtap Parman’a neden parman kızı denmiyor ki? Bak merak ettim şimdi.

Portakalı saydım...

O değil de benim portakalı soyup, başucuma koymam gerekiyordu, yanlış yaptım. neyse...

kişi taze düştü.