karanlık hissediyorum bu aralar

Bu aralar insanlara kızgınlıklarım, kırgınlıklarım biraz üst seviyelere çıktı galiba. Hal böyle olunca da suç(!) kavramını karşı tarafta aramayı bırakıp kendime bakmaya çalışıyorum. ne kadar başarılı olduğum muhtemelen sorgulanır. Ama özür dilerim cümlesini duyma sıklığımın artması da tesadüf değil sanırım.
Bakarsan aslında, çok da boş şeylere kızıyor sayılmam be. Yani çuvaldızı ne kadar kendime batırırsam batırayım, haklı olduğuma inandığım bir nokta hep oluyor. bununla beraber çuvaldızın acıtan tarafı da genelde kendi sosyal zekamın çok da yüksek olmadığına inanmamla son buluyor. İşin özeti gün sonunda gerizekalısın olum işte diyorum.
Çoğunlukla duyduğum bir laf var... "iyi bir insansın." bu bir lanet mi, lütuf mu? veya bir övgü ifadesi mi yoksa yergi ifadesi mi? eğer lütufsa, değer verdiğim insanlar tarafından aynı verdiğim değeri bulamıyor olmak, neyin karşılığı? yok eğer lanetse, karşıma çıkan ve benim saygı duyduğum, sevgi beslediğim insanlar neyin ödülü? övgü ifadesi ise, niçin geriliyorum bana iyisin dedikleri zaman? yok eğer yergi ifadesi ise... neyse ya işte. karmakarışık bir denklem. ve bendeki matematik sanırım çok da kuvvetli değil.
insanlar, hayatlarındaki dönüm noktalarıyla şekil kazanıyorlar. yani en azından benim inancım bu yönde. birisi için, köpeğinin hayatına girmesidir, bir başkası için üniversiteyi kazanması... benim açımdan da, galiba babamın öldüğü gün, annemle ablama güç vermek için savaştığım an oldu. tam da belki de bu yüzden, sevgilim veya arkadaşım hiç farketmez, değer verdiğim kadınlara güç vermeye, destek olmaya çabalıyorum. ama başarısız oluyorum be hep. ya da en azından ablam dışında çok da başarılı olduğumu hissettiğim bir örnekle karşılaşamadım.
sadece kadın olarak değil de, tüm arkadaşlarıma karşı koruyucu, ne biliyim, dertlerini dinleyici, o insanların sadece yanında olduğumu hissettirmeye çabalayıcı bir insan olduğumu da biraz daha sonraları farkettim. garip bir şekilde, benim yanımda çok da fazla insan olmadığını farketmem de aynı tarihlere denk geliyor. trajikomedi hayatın hep içinde işte.
hayatımdan 3 5 insanı, gerçekten bana yakın gözüken, değer verdiğim 3 5 insanı çıkarırsam nasıl olur acaba diye sorguluyorum bu aralar. benim arayıp sorduğum, ama onların pek de arayıp sormadığı insanlar. galiba onlar hep böyleydi de, bana bu aralar fazla geliyor ya. ya da bu aralar bana fazla gelen şeyler, o insanlar için de yeni. karmakarışık hissediyorum. birazcık bulanık ve bunalık. imkanım olursa, insanlardan uzakta yaşamak istiyorum. değer verdiğim insan sayısı, az olacak. onların da bana değer verdiğini hissedeceğim...
ya da bir gün herkes gibi ben de ölüp gideceğim, ve hepsi bitecek.

"karanlık hissediyorum bu aralar" yazısına bir kimsecik bile yorum yapmamış!

Yorum Gönder

Çok mecburi değilse küfür etmeyin. Bir de emoysanız yorum falan yazmayın. Yazacaksanız da düzgün bir Türkçe ile yazın. Olm vallaha anlamıyorum lan!

 

Kopi-Rayt!

Kopirayt da denmekte gerçi kendisine ama kullanım ve kıllanım koşulları sanki daha bir türkçe, daha bir bizden, senden benden geldi kulağıma ya da parmağıma...Buralarda bir yazıyı beğendiysen eşle dostla paylaşmaktan çekinme. Yok eğer, o yazının tamamımın veya bir kısmının senin olduğunu düşünüyorsan, veya içindeki bir öğenin senin olduğuna inanıyorsan, arkadaşım de ne iş? Haberleş benimle... Hacı ne iş diye sor bana. Bir sor neden diye... Belki de istemeden yaptım?! Öyle işte, aklına takılanı sor bana. Yazının altına yorum yap veya mail at. Mutluluğun resmini bulursan bana da forwardla hatta. Sahi o forward mailleri de hiç sevmem be... Ama mutluluğun resmi bir başka be cankanım... Yolla bana, forwardla... Unutma ama hemi?

Firefox güzel gösteriyor...

Bu site en iyi firefoxta görüntülenir. Evet yandaki abla kadar iyi bir şekilde görüntülenmese de, sitenin genel olarak bazı ayarları, görüntü hedeleri falan filan firefox ile daha bir cillop olmakta. Renkliler daha renkli beyazlar daha beyaz gözükmekte. Firefox evinizin tilkisi... Kullanın kulandırtın. Bu vesileyle eğer siteyi ziyaret ediyorsa pek sevgili fox-kızı Alexandra Ansgar(ki kendisi resimdeki apla)’a ve Avşar kızı Hülya Avşar’a da sevgilerimi sunuyorum. Sahi neden Avşar kızı? Yani bi Sevtap Parman’a neden parman kızı denmiyor ki? Bak merak ettim şimdi.

Portakalı saydım...

O değil de benim portakalı soyup, başucuma koymam gerekiyordu, yanlış yaptım. neyse...

kişi taze düştü.