hoşgeldim partim



  • yıllar sonra tekrar blogger a dönüş yapıyorum, çünkü yazmaya ihtiyaç duyar hale geldim. tembellikten sıyrılmam lazım. hem eski yazdıklarıma baktığımda gayet keyif alıyorum. kendimi seviyorum ya. ben olsam, benimle takılırdım. eğlenceli adamım. kafa dengiyim.
  • kısa kısa hal ve gidişten bahsederek dönüş yapayım hazır kimseler yokken. bir ara blogu takip eden insan sayısı çoğalmıştı. sanırım okunmak beni geriyor. bir de sağolsun, blogger a bir link koyduğunuzda tumblr gibi facebook gibi otomatik olarak algılayıp, uygun bir fotoğraf koyup, link olarak çıkmıyor da düz yazı olarak çıkıyor. halbu sebepten, (aslında direkt olarak tembellikten) blogu tumblr a taşımıştım. ı ıh. olmadı. ısınamadım. 2 sene sonra farkettim. blogger hep bir daha farklı imiş meğer isem.
  • facebook ta günün anlam ve önemine uygun bir fotoğraf paylaşmayan insan, tam olarak profil sahibi denemez sanırım. sanırsın herkes sanatçı, başbakan, çok mühim insanlar... kayahan a rahmetler dilerim, ışıklar içinde uyu falan demeler... yaa bırakın bunları.. kaçınız üç kulhuvallah bir fatiha okudunuz lan adamın arkasından. veya ne bileyim kaç güvercin kestiniz hades e adak olarak... (ciddideğildim blog tüm inanışlara saygı duyar tabi yorrağam ne sandın) demem o ki, facebook samimiyetsizlikten yıkılıyor. gram hazzetmiyorum ama mecburum bir çok insanla kolay, hızlı ve etkili iletişim kurmak için açık tutmaya. (tamam zuckerberg im parayı sen muhasebeye bırak ben alırım)
  • saçların yanı kazınmış üstü uzun bırakılmış modası geçmedi gitti hala. ilk olarak geçen sene (2014) italya'da napoli taraflarını gezerken görüp (daha doğrusu bu kadar yayıldığını görüp) italya nın tek berberle nasıl ayakta durduğunua şaşırmıştım da... meğer model öyleymiş. modaymış. azalarak bitmesini rica ediyorum artık kendisinden.
  • bu aralar, yine dersler, sınavlar... artık sanırım yüzüp kuyruğuna gelmek durumları. bir yandan ehliyet sınavlarına çalışıyorum. (seyiri geçtim 1 nisan itibariyle, kalır 5 ders:) açıköğretimin son dönem sınavları var. bakalım bu sene biterse güzel olur. bitmezse de... hayırlısı be gülüm.
  • artık bu saatten sonra, maddi manevi, tam olarak evet bir noktaya geldim, diyebileceğim bir noktadayım. son viraj kaldı. ölmez sağ kalırsak, bu saatten sonra üstüne koyarak ilerleme modeli içerisinde yaşayacağız. (parti propagandası gibi oldu bu da, ama neyse. idare ediverin)

"hoşgeldim partim" yazısına bir kimsecik bile yorum yapmamış!

Yorum Gönder

Çok mecburi değilse küfür etmeyin. Bir de emoysanız yorum falan yazmayın. Yazacaksanız da düzgün bir Türkçe ile yazın. Olm vallaha anlamıyorum lan!

 

Kopi-Rayt!

Kopirayt da denmekte gerçi kendisine ama kullanım ve kıllanım koşulları sanki daha bir türkçe, daha bir bizden, senden benden geldi kulağıma ya da parmağıma...Buralarda bir yazıyı beğendiysen eşle dostla paylaşmaktan çekinme. Yok eğer, o yazının tamamımın veya bir kısmının senin olduğunu düşünüyorsan, veya içindeki bir öğenin senin olduğuna inanıyorsan, arkadaşım de ne iş? Haberleş benimle... Hacı ne iş diye sor bana. Bir sor neden diye... Belki de istemeden yaptım?! Öyle işte, aklına takılanı sor bana. Yazının altına yorum yap veya mail at. Mutluluğun resmini bulursan bana da forwardla hatta. Sahi o forward mailleri de hiç sevmem be... Ama mutluluğun resmi bir başka be cankanım... Yolla bana, forwardla... Unutma ama hemi?

Firefox güzel gösteriyor...

Bu site en iyi firefoxta görüntülenir. Evet yandaki abla kadar iyi bir şekilde görüntülenmese de, sitenin genel olarak bazı ayarları, görüntü hedeleri falan filan firefox ile daha bir cillop olmakta. Renkliler daha renkli beyazlar daha beyaz gözükmekte. Firefox evinizin tilkisi... Kullanın kulandırtın. Bu vesileyle eğer siteyi ziyaret ediyorsa pek sevgili fox-kızı Alexandra Ansgar(ki kendisi resimdeki apla)’a ve Avşar kızı Hülya Avşar’a da sevgilerimi sunuyorum. Sahi neden Avşar kızı? Yani bi Sevtap Parman’a neden parman kızı denmiyor ki? Bak merak ettim şimdi.

Portakalı saydım...

O değil de benim portakalı soyup, başucuma koymam gerekiyordu, yanlış yaptım. neyse...

kişi taze düştü.