Adam Olacak Conan!


Uzaaaak diyarlarda Conan adında bir O'brien varmış. Bu Conan, şaklabanlıklar yaparak halkı eğlendirirmiş. Ama az biraz da üsttekilere giydirirmiş. Reyting adlı hastalığı iyice vücudu sarınca kral da şatosundan kovmuş. Conan "bağa para viğmezsenüz sülalenizi öttürürüm" diye koftiden bir tehdit sallamış, kral da ona 500 gayme vermiş. Bu Conan da 500 gaymenin bir kısmını ona yardım edenlere vermiş. Helal sana be Conan! (ilgili haber)

orjinal deviant

Trance

Bir gün çok uzak bir diyarda, Alp(l)er'in eteğindeki, Hakan'ın göbeğindeki ülkede, kahin bir kehanette bulunmuş. bu ülke sulara batıcak demiş. paniğe kapılan halk da paniği azaltmak için çareyi pandikte aramış. bakmışlar eğleniyorlar, bari demişler öleceğiz, sevişerek ölelim. her türlü ilişkiyi denemişler. gaylere evlilik hakkı bile vermişler, o kadara kadar. bakmışlar ölmüyorlar, bari demişler biz gidersek dünyaya güzel bir miras bırakalım. ama ne? düşünmüşler, uzun süre düşünmüşler. hatta sevişten kesilmişler, o kadar düşünmüşler. ve sonunda 90lara doğru bulmuşlar; TRANCE. O gün bugündür hollandalılar trance eder oynarlar.

Kıssadan hisse, Trance güzeldir, dinleyin dinletin. Uplifting, hard, progressive, psy ya da goa. ne olursa ol dinle. (Gandalf gibi başlayıp Reha Yeprem ekolüyle bitirmek)

art

Battlefield 1942

Uzuuuun uzuuuun zaman önce, uzak bir galakside 1942 yılında... Daha battlefield 1942 yeni çıkmış piyasaya. tabi o zamanlar bilgisayarlar kaldırmadığından 2002 ye kadar beklemiştik. anarşist, komünist, kökten dinci kontra gorillalara karşı; sağcı, laik ve reformist, ılımlı hristiyan parti propagandası yapmak adına museviliği yaymaya çalışan 2 gencin hikayesinin anlatıldığı garip bir dönemdi.

özetle battlefield 1942 iyidir güzeldir. oynayın derim. eskilere rağbet,bit pazarı ve nurdan oluşan denklemi kurmak da size kalmış.
art

Oh Esmeralda!

bilimum arjantin meksika dizilerinde dizi karakteri oh la la gibisinden birşeyler söyler şekilde dudakları hareket ederken televizyondan gelen türkçe ses ve sonunda santiago demesi... hep yadırgadım.. hep de yadırgayacağım sanırım.
 

Kopi-Rayt!

Kopirayt da denmekte gerçi kendisine ama kullanım ve kıllanım koşulları sanki daha bir türkçe, daha bir bizden, senden benden geldi kulağıma ya da parmağıma...Buralarda bir yazıyı beğendiysen eşle dostla paylaşmaktan çekinme. Yok eğer, o yazının tamamımın veya bir kısmının senin olduğunu düşünüyorsan, veya içindeki bir öğenin senin olduğuna inanıyorsan, arkadaşım de ne iş? Haberleş benimle... Hacı ne iş diye sor bana. Bir sor neden diye... Belki de istemeden yaptım?! Öyle işte, aklına takılanı sor bana. Yazının altına yorum yap veya mail at. Mutluluğun resmini bulursan bana da forwardla hatta. Sahi o forward mailleri de hiç sevmem be... Ama mutluluğun resmi bir başka be cankanım... Yolla bana, forwardla... Unutma ama hemi?

Firefox güzel gösteriyor...

Bu site en iyi firefoxta görüntülenir. Evet yandaki abla kadar iyi bir şekilde görüntülenmese de, sitenin genel olarak bazı ayarları, görüntü hedeleri falan filan firefox ile daha bir cillop olmakta. Renkliler daha renkli beyazlar daha beyaz gözükmekte. Firefox evinizin tilkisi... Kullanın kulandırtın. Bu vesileyle eğer siteyi ziyaret ediyorsa pek sevgili fox-kızı Alexandra Ansgar(ki kendisi resimdeki apla)’a ve Avşar kızı Hülya Avşar’a da sevgilerimi sunuyorum. Sahi neden Avşar kızı? Yani bi Sevtap Parman’a neden parman kızı denmiyor ki? Bak merak ettim şimdi.

Portakalı saydım...

O değil de benim portakalı soyup, başucuma koymam gerekiyordu, yanlış yaptım. neyse...

kişi taze düştü.